29 Nisan 2011 Cuma

mıhlamaaaaaaa

Evet ilk aşermemi kutluyorum!!! Ama neyleee...?!? Mıhlama istiyorummmmmmmmmmmmmmmmm!!!
Şöle bol peynirli bol tereyağlısından....offfffff
Trabzonda olmak vardı şimdi:(
Bu aşermenin nedir kimyası yaw?
Üşenmedim araştırdım yine:)
Aşermek büyüklerimizin dediği gibi aslında şımarıklık değilmiş işte!!! Gayet sağlıklı bir tepkiymiş aksine...
Hamilelerde salgılanan hormonlar sayesinde anne adayları bazı kokulara hassas, bazı kokulara da açlık duyarlarmış. Ve bunun gayet mantıklı bir açıklaması varmış: Bir kokudan/yemekten hoşlanmama, iğrenme söz konusu ise, aslında o yiyecek anne adayı ve bebek için zararlıymış. Tam tersine bir yiyeceğe aşırı istek duyma da; vücudun ona ihtiyacı olduğu anlamına geliyormuş...
İlginçtir; bazı hamileler toprak, kireç, hatta temizlik maddelerini bile aşerebiliyormuş!!...(Allahım bunları gerçekten yiyolar mı:s) Bununda bir açıklaması var tabi ki; içeriğindeki vitaminlerin eksikliğinden kaynaklanıyormuş...mesela kireç isteyenin calsium; temizlik malzemesi ve toprak isteyenin de demir eksikliği olabilirmiş. Buna rahatsızlık da deniyor( tabii doğal bir şey olmasa gerek insanın canının toprak kireç falan istemesi:) ) Bu rahatsızlığa da 'pika' deniyormuş.
Neyse canım en azından böyle şeyler istediğinde ne yemek gerektiğini de öğrenmiş oldum. Neymişşşş;
Toprak yemek  istersem, demirli gıdalar yani; et, balık, yumurta sarısı, kabuklu yemiş, pekmez, kuru üzüm... Kireç yemek istersem, calsiumlu yiyecekler yani; Süt ürünleri, soya fasulyesi, brokoli, lahana, badem, ceviz, fıstık, sardalya....
Pekiiiiii
Şimdi benim canımın mıhlama çekmesi ne anlama geliyor????...
''Mısır unundaki B kompleksi vitaminlerin, buğday ununa oranla çok daha düşük olması nedeniyle, mısır unu ağırlıklı beslenen insanların daha sinirli olduğu söylenmektedir.''
Bu ne şimdi! yani benim vücudumun her bir şeyi tam demekki...Kaşınan ruhummuş... ruhum çok sakin de sinirlenmeye mi ihtiyacı varmış...ha ha ha
Ya da ben büyüklerimizin söylediği o aşerme=şımarıklık kısmına dahilim;))

Not: Üşenmedim ofiste kendime mıhlama yaptım:))))))) Ruhum çekti napiimmmmm:PPP




hamilelik insanı yaratıcı mı yapar:P

Yok yok mütevazi olamıcam, çok yaratıcıyım çokkk:)) Aynı zamanda da bi o kadar pratik :P
Göbeğim büyümeye başladı doğal olarak, ve pantalonlarımla olan hikaye mi de yazmıştım zaten....Bu duruma daha fazla katlanamadım ve şans eseri bir blogda ( bloglar kesinlikle çok yararlılarmış!) evde pratik hamile kıyafetlerinin yapılışı hakkında bilgiler buldum. (İtiraf ediyorum yaratıcılığım ilham kaynağı bu blogdur:P Biraz havaya giriyim istemiştim, buraya kadarmış :P)
Gelelim nasıl yapıldığına...
Aslında yeni bir kot alın diyor blogda ama ben sabırsız aceleci ve üşengeç bir insan olduğumdan şimdi gidip kim kot arıcak dedim ( o kadar vaktim ve enerjim olsa zaten kendim yapmam gider mağaza mağaza dolaşırım...kaldı ki normal halimle kendime kot bulmam zor oluyor bu halimle...düşünemiyorum:(  ) ve evdeki en sevdiğim kotumu heba ettim bebişim /göbişim için...
Sonra jarse bir kumaş bulun diyor( ben kullanmadığım kalın lastikli bir kemerim vardı onu heba ettim, nasılsa kullanmıyorum...) Bir de kalın lastik...
E bi de iğne iplik işte....
Jarse kumaşın alt kısmının içine lastiği dikip...
Kotumuzun kemer kısmını kesiyoruz ve jarse kumaşı yeni kemer olarak kotumuza dikiyoruz....( Ben direk siyah lastiği diktim)



Taaa taaammmm....İşte, buyrun hamile pantalonu...Acaaaiippp rahat...

28 Nisan 2011 Perşembe

Senin içine uzaylı mı kaçtı karıcım??!!!

'Kabızlığın ve mide gazının bu kadar sorun olacağını keşke bilebilseydim. Kocam gerçek karısının kaçırıldığını düşünmeye başlamıştı'...diyor forumlardan birinde isimsiz bir hamile....
Benim kocam ise ''Senin içine uzaylı mı kaçtı'' diyordu şu son 2 haftaya kadar...
Hani hamilelik şikayetlerinde yazar ya ''sabah bulantısı'' diye, YALAN!!!...Benimki bildiğin tüm gün bulantısıydı...:(
Öyle ki midem bulanmasın artık nolur diye dua eder olmuştum...Hatta bulantı hissetmiyim diye her fırsatta uyuyordum....
Hani araba yolculuğunda araba tutardı ya çocukken ( benim hala tutar, kesinlikle arabayı ya ben kullanıcam ya da uyku hapı şart!) benim hamileliğimin ilk 3 ayı,3 ay demiyelim ilk ayında bir şey hissetmedim, yani kesin dolu dolu 1 buçuk ay istisnasız her gün o araba tutması duygusunu yaşadım...Kesinlikle işkence gibi...Ama değer mi...? Bence her dakikasına değer...(İnşallah değecek yani...)
Suni araba tutmasının yanında, bir de gastritimin vermiş olduğu gaz sancılarım beni, çıkardığım iğrenç seslerde çevremi oldukça rahatsız etti...( Herkesten verdiğim geçiçi rahatsızlık nedeniyle özür diliyorum :P Özellikle kocamdan ve iş arkadaşlarımdan...:) Allahları var baya dayandılar bana...hem de kusmadan...:P )
Ben bile çıkardığım seslere inanamadım...

Eh napalım bu da bir tecrübe... Allah her kadına böyle tecrübeler versin...;)



joanna teyzesinin paskalya yumurtaları:)

Yana'cıımla biraz önce msnde çıtlatıoduk...Bebişi soruyor bana...büyüyor teyzesi diyorum...Çok kilo aldığımdan dert yanıyorum ona...Hayatta inanmam diyor...Ah gelse de görse hele bir...Olmuyor bacım olmuyor hiçbir pantalonum olmuyor...:(
Sonra bana, benim bayıldığımı bildiği, paskalya yumurtalarının fotolarını gönderiyor...Yummy yummy... Acaip yiyesim geldi...Yananın paskalya yumurtaları meşhurdur...Üniversitedeyken bayılırdım, hep bende boyamak isterdim, bi türlü kısmet olmadı...Hep yapılmışlarını mıncıklardım:)
Bebiş gelince onunla birlikte yaparız artık Yana teyzesi ve Niko amcasıyla;P
Ben en çok mor apaçi tavuklara bayıldım :)
buyrun siz de yiyin:))



düğünde ne giyicem? :s

Sevgili arkadaşım Ayloşun düğünü yaklaşıyor...Aldı mı beni ne giycem telaşı...
Dolabımdaki hiç bir abiye elbisemin içine giremiyorum...hadi göbekten geçtim göğüslerimi kaldırabilecek bir kıyafetim yokmuş hiç...
Şimdi yeni bir kıyafet alsam bir daha ne zaman giyicem...
İnternet'te şöyle bir gezinirken bir siteye rastladım...Benim pek işime yarayacağını sanmıorum ama belki başkasının yarar...(Malum  bu göbekle balık elbise falan giymem zor biraz:( )
Neyse bir göz atın derim;
http://www.davetcokelbisemyok.com/
Hakan yıldırım'dan Siren Ertan'a Canan Yaka'dan Zeynep Tosun'a Vakko'ya kadar abiye elbiseler kiralanabiliyor sitede. Showroomları da varmış Bebek'te. Denemek isteyen gönül rahatlığıyla deneye de bilir....


İmdat kilo alıyorum!!!!!

Dolabımdaki bütün jeanlerimi deniyorum....Denedikçe saçlarım daha fazla kabarıyor sinirden :/ Geçen sene zayıflayıp, daraltırdığım bütün kotlarım şimdi yüz çevirdiler bana...:( şimdilerde hiçbirinin düğmesi kapanmıyor...Kesinlikle depresyondayım!!!...
Hamilelik sitelerinde dolaşıyorum devamlı...Hepsinde de ilk 3 ay genelde pek kilo alınmaz diyor...Tabi ben homini gırtlak ne bulursam yiyorum:s kesinlikle durduramıyorum kendimi...Sonrasında da mide spazmları geçiriorum...
Hamile giyim mağazalarını geziyorum...Iğğğğ sanki koca karı kıyafetleri mağazası...Beli lastikli dandik kumaştan pantolonlar, demode gömlekler, abuk sabuk etekler....Sanırım bir bu kısmına alışamıcam...Paçoz giyinmeye:(
Ya anlamıyorum...insan hamile olunca kendine bakamıcak mı?!...Stil sahibi olamıcak mı? Nedir yani!!!!
Artık çok sıkıldım her gün elbise giymekten... Bıkkınlık geldi... ki ben çok severim normalde elbise giymeyi...Ama bu hala düzelmeyen havalar ve gelemeyen bahar/yaz yüzünden donuyorummmm....
En sonunda dayanamayıp, kocişin rengarenk jeanlerinden denedim...Yok onlara da benden 2 tane girer heralde...Yada 4-5 ay sonra anca giyebilirim :P

Bu hafta sonu artık still direktörümle ciddi bir alışverişe çıkma zamanı geldi.....:P

27 Nisan 2011 Çarşamba

Anne Adayının Günlüğü

Şimdiki Anneler daha bir şanslı azizim:))
Bebekler ve çocuklar için olduğu kadar anne adayları için de o kadar çok sevimli seçenekler var ki...
Bunlardan biri de Anne Adayının Günlüğü...
Adından da anlaşılacağı gibi bu bir günlük...
İlk sayfalarında Anne adayını bilinçlendirmek ve bilgilendirmek üzere yazılmış hamilelik ve bebeğin gelişimi ile ilgili bilgiler yer alıyor. Hamilelikte dikkat edilmesi gereken şeyler, A dan Z ye hamilelikte karşılaşabileceğiniz rahatsızlıklar, önlemleri ve öneriler; anne adayını bekleyen psikolojik ve fizyolojik değişimler; Anne adayının doğru beslenmesi ile ilgili tiyolar; Gebelikte yapılması gereken testler ve bebeğin aylık gelişimi ile ilgili kısa notlar...Kısaca rahat bir hamilelik geçirmek ve sağlıklı nur topu gibi bir bebek dünyaya getirmek için özet bilgiler paylaşılmış günlüğün başlangıcında....
Sonrasında; bebeğinizin ultrason görüntülerini ve sizin hamilelik fotoğraflarınızı (yani göbeğinizin resimlerini:) ) yapıştırabileceğiniz bölümler var.
Hamile olduğunuzu öğrendiğinizde ki ilk duygularınızı ve yakınlarınızın düşüncelerini yazabileceği bir bölüme de yer verilmiş.
Sonrasında ise hafta hafta, ay ay, yada isterseniz her gün bebeğinizle ilgili yada hamileliğiniz ile ilgili yazılar yazıp sağlığınızla ilgili notlar alabileceğiniz sayfalar mevcut....
Ben hamile olduğumu öğrendiğimde hemen bir tane edindim kendime:)...Gerçekten çok zevkli...Böylece hamileliğimi hem doya doya yaşıyorum, hemde ilerde bebişime onu nasıl beklediğimi anlatan bir hatıra olarak saklanacak:)
ilgilenenler, e-bebek.com da bulabilirsiniz;)

Annelik...

Biz kadınlar aslında ne kadar şanlıyız....
Ece'nin Hamilelik Günlüğü'nde yazmış olduğu cümle de bunu doğrular nitelikte....
Eşi Galip'in bir gün dayanamayıp eşini ne kadar kıskandığını anlattığını yazıyor Ece...
Galip: Ece, ne kadar şanslısın, sen bebeğimizle her an berabersin; onunla uyuyup onunla duş alıyorsun, onunla işe gidip onunla beraber yemek yiyorsun...Ya ben...Ben hep kızımızdan uzakta onu özlüyorum...
Bir erkeğin ağzından bunları duymak ne kadar mutluluk verici aslında...
Galip çok haklı kızlar biz çok şanslıyız;)
Yaşasın Anne olmak!!!! :P

26 Nisan 2011 Salı

Bebişim bugün tam 11 hafta 2 günlük:)
Ne garip bir duygu bebek beklemek...insanı öyle sabırsızlaştırıyor ki..günler hatta saatleri sayar oluyorsunuz daha en başında....
Her muayene randevusunu iple çekiyorsunuz, zamanı gelince de ultrason hiç bitmesin istiyorsunuz...
Bugün ofiste çalışan Ceyda hanımın minik ve bilmiş kızı Alya bizi ziyarete geldi:)
O kadar kıpır kıpır, o kadar dilli ki maşallah her şeye verecek cevabı var:)
Annesine ne bilmiş bu diyoruz...Annesi çaktırmadan sormayın çok fena diyor. Dönüp hemen annesine Anne ben fena falan değilim! diye kızıyor:))))
Annesi; Ebru Abla'nın karnında bebiş var Alya biliyor musun sen diyor. Alya; tabiki biliyorum anne adı da fasulye diyor...Hepimiz gülmekten yerdeyiz.....:))))))))) Nasıl yani yaaa nerden biliyorrr:s O kadar zeki ki hemen kendine çeviriyor olayı:)))
Alya: Ebyu abla kucana oturabilir miyim?....
Ben: Tabii ama fasulyeye dikkat et Alyacım
Alya: Tabikii dikkat edicem. Merak etme ezmeden otuycam....:)))
Sonra fasulye hakkında sorular sormaya başlıyor...
Sıkılmıyor mu orda tek başına...? Orda oyuncakları var mı...? Ne zaman benimle oynıcak...? Hep uyuyor mu karnında?.......
En son bacaklarım ağarmaya başlayınca; Alyacım fasulye uyuyamıyor istersen sen böyle yanıma otur diyorum.
Aaaa dur ben ona bir ninni söliim de uyusun ozaman diyor ve başlıyor: uyusunda büyüsün ninniiiii tıpış tıpış yürüsün ninnniiii....eeeee....eeee....eeee....eeeee....(Bu arada eli karnımda karnımı okşuyor:)))))


Bir sonraki vukuatı ise çok yaratıcı:))))
Ben lavaboya gidiyorum...Alya soruyor: Ebyu abla nereye?...Tuvalete gidicem cnm....Hayıyyyyyyy gitmeeeeeeee....Fasulye tuvalete düşey yoksaaaaaaaa!!!
Puhahahahahahahahahahahahahahaahah
Kopma noktası....
Çok acaip bişi yaaa:))))


Alya akrep burcuymuş...Bizim bebişimiz de her şey normal giderse kasım ortası gelecek ve akrep burcu olacak....Akrep burçları da çok hareketli ve bilmiş olurlarmış:)
İşte akrep burcu bebeğinin özellikleri:))
Dünyaya gelince tüm gözler ona çevrilirmiş. İlk doğduğu günden itibaren gururlu ve kararlı davranışlarıyla etrafındakileri şaşırtırmış.(Yandık! dediğim dedik bir velet gelio:))))
Kesinlikle ilgi odağı olmalıdır! Etkileyici ve anlamlı bakışlarıyla üzerimizde sihir etkisi yaratacakmış:s (Resmen büyülenicez yani:P Eee bunu bütün bebekler yapıyor ki:))) Hepsi parmağında oynatıyo büyükleri:)))
Akrep burcu bebekleri bizi şaşırtmayı çok severmiş ve bunu sık sık yaparmış.(Geceleri hiç uyanmasa, uslu olsa, çok şaşırırım inşallah böle şaşırtır beni:P )
Çok zeki olurlarmış, zekalarıyla minicikken bile insanları yönlendirebilir ve istediği şeyleri kendi usulünce nasıl elde edebileceğini çok iyi bilirmiş.( Bu özelliğine bayıldım, inşallah dedesi üzerinde baya bir deneme yapar bu konuda:P )

Gelelim anne ve babasıyla olan ilişkisine;

Tam bir ikizler olan annesiyle (yani benimle);
Başlangıçta hareketli ve meraklı olan bana, bebişim durgun gelebilirmis!(nası yani keşke durgun olsa:P ) Ama zamanla onun sezgisel, kararlı ve sabırlı yapısına saygı duymayı öğrenecekmişim:) (Ah ah bebeğe bak daha beşikte annesine neler öğretiyo:s ) Ama zaman ilerledikçe, bebeğimin doğal sezgisi ve benim coşkum birleşince ortaya çok renkli bir ilişki çıkacakmış... (ve mutlu son:)) )

Babiş ile Bebiş;
Akrep burcu bebişimiz, boğa burcu babişimizin sakin ama dediğim dedik yapısına uyum sağlamakta başta zorluk çekecekse de, her an babasının dikkatini çekmenin keyfine kısa sürede alışacakmış... Babiş ise bebişin sezgisel doğasının tutkunu olacakmış. (Aha işte babayı da esir aldı:P Gitti koci:P )Allahtan bu ilişki çok verimli olup, yıllar geçtikçe daha da sağlamlaşacakmış...

25 Nisan 2011 Pazartesi

Mercimek artık Fasulye olmuş:)))

22 Nisan 2011....İkinci buluşmamız...
Bu sefer kalp atışlarını duyucaz:)
Babamızı bekle bekle gelemedi trafikten ve yetişemedi ikinci buluşmamıza...Yine göremedi canlı ultrasonda babişi bebeğini....Bir sonrakine artık...
Doktorumun daha fazla vaktini almak istemediğimden Erkan gelmeden girdim ultrasona. Gözlerime inanamadım...Resmen kollar, bacaklar, kafası gözleri ağzı, burnu.... her şeyiyle bebeğim karşımda...pardon karnımda...:) ve sadece 46mm :)) ufacıkkkk, küçücük bir fasulye...
Doktor uyuyor şimdi, hazır uyurken kalp atışını dinleyelim demeye kalmadı; bam bam bam bam...atlar koşturuyor gibi bir ses...İnanılmazzzz....dk da 165 atıyormuş kalbi...Ne kadar hızlı... :o) Sonra doktorum uyansa da biraz da hareketlerine bakalım dedi...ama bizimki sızmış tık yok uyuyor deli gibi:)) Biraz bekledikten sonra, doktorum biraz öksür bari de uyandıralım dedi...Benim öksürmemle fasulye hemen hareketlendi....Çok şekerrrr:)))) Eller kollar kafa her yeri oynuyor, sanki apaçi dansı yapıyor kerata:))) Bu esprimin üzerine yine Umur bey'den: İlahi Ebru gülümsemesi:) Sonra birden hıck diye bir hareketlenme...benden yine bir çığlık: hıçkırıyor Umur Bey:))) Evet hıckırıyor minik:) ciğerleri geliştiğinden ve bu gelişim 9 ay boyunca süreceğinden sık sık hıçkıracakmış ve bu hıçkırmaları 7 aydan sonra bende hissedebilecekmişim:)
Sıra bacak arasına geldi:)) Acaba cinsiyeti ne?? Herkesin en merak ettiği soru....Doktorumun söylediğine göre ufak bir çıkıntı varmış orada ama %51 dedi...Kesin olarak 6 mayısta detaylı ultrasonda büyük ihtimalle görebilirmişiz...
Yine beslenmeme dikkat etmem, tatlıdan, sakatatlardan, yağlı yiyeceklerden, gazlı ve kafeinli içeceklerden uzak durmam, hareketlerime de dikkat etmem nasihatleriyle, fasulyemizin yeni bir fotoğrafını da alıp ayrıldık  muayenehaneden....

hamilelik günlüğü

Haftasonu D&R'a uğrayıp bebek gelişimi ve hamilelik kitaplarına bir göz gezdirmek istedim. Ne kadar çok kitap varmış.... :o) Uzun bir süre bütün kitapları inceledikten sonra, roman niteliğindeki bir kitap dikkatimi çekti. (çoğu ansiklopedi gibi konu anlatımlı kitaplar) Ece Arar adlı bir yazarın kendi Hamilelik Günlüğü...Dharma yayınlarından çıkmış kitap...Bir tane edindim hemen...Koci bana balık ısmarladıktan sonra benim sabırsız tavırlarıma dayanamayıp hemen evin yolunu tuttuk...Bir an önce Hamilelik Günlüğüne başlamak istiyordum...
Eve geldik üstümü başımı değiştirip hemen kitabımı elime aldım niyetim hemen bu gece bitirmekti ama yorgun bedenime dayanamayıp uyuya kalmışım...Artık bu geceye kısmet bakalım:))
Ece hanım gayet akıcı bir dille anlatmış kendi hamilelik hikayesini...yararlı tıbbi bilgiler, İnternet siteleri, doktor tavsiyeleri ve kocakarı ilaçlarına kadar herşeyi anlatmış. anne adayları için gerçekten yol gösterici ve okuması çok zevkli bir kitap.

ilk testler...

Aslında hamilelik öncesi yapılması gereken testler varmış...Tabii ben bu kadar erken bir hamilelik beklemediğim için bunları yaptırmamıştım.
Neyse ki geç değilmiş...(ama siz siz olun bebek çalışmalarına başladığınızda mutlaka yaptırın bu testleri, işi şansa bırakmayın)
Doktorumun yazdığı test reçetesi ile laboratuvarın yolunu tuttuk. 2 tüp kan ve bir kutu idrarımı orada bırakıp, test sonuçlarını da Umur Bey'e yollamalarını rica edip ayrıldık oradan.
Test sonuçları Umur Bey'in eline geçince hemen aradı beni saolsun...Genel görüntü iyi yalnız Toksoplazma enfeksiyon riski varmış... Bu enfeksiyonda çiğ etten geçermiş ve düşük riski yaratırmış. Doktorum şarküteri ürünlerinden uzak durup mümkün olduğunca kırmızı et yemememi (en azından dışarda pişmiş olduğundan emin olmadığım etleri) tembihleyip bir sonraki randevuya kadar kendime ve bebeğime iyi bakıp çok yorulmamam konusunda da uyardı beni.

25 Mart 2011... Bu sefer kesin buluşuyoruz:)

2 hafta bana 2 yıl gibi geldi.. Allah'ım geçmek bilmedi günler, saatler, dakikalar...
Çok şükür bu sefer buluşuyoruz...Ama içimde bir kıpırtı...Ya kalbi atmıyorsa...Ya dış gebelikse...Ya başka bir sorun varsa...Kafamın içindeki bu saçma balonları patlatmaya çalışıyorum...pozitif düşün pozitif olsun Ebru;)
Ve büyük an...Babasının deyimiyle Mahmutcan'ı görücez:)
Gerçekten inanılmaz bir olgu...duygu...mucize...adlandıramıyorum...
Doktorumun söylediğine göre sadece 8 mm olan Mahmutcan'ın konumu süper...dış gebelik tehlikesi yok!
Şimdi sıra kalbinde...Ultrason ekranında sanki elinde balon tutan ufacık bir adam silüetinin içinde pıt pıt atan bir karartı görüyorum...Bu kalbi...kalbi atıyor Umur bey diye çığlık atıyorum:))) Umur Bey'e ne zaman gitsem onu güldürmeyi başarıyorum...İlahi Ebru:))) Evet minik embriyon artık kocaman bir insan olma yolunda ilerliyor... Hemen Umur Bey bana Mahmutcan'ın bir resmini çıkartıp, çok şeker bir albüm kapağıyla birlikte bana hediye ediyor...Bebeğimizin ilk fotoğrafı:)
Doktorumun maşallah hiç bir sorun gözükmüyor cümlesiyle ağzım kulaklarımda annemle erkanın beklediği Umur Bey'in odasına giriyorum.Hemen elimdeki ultrason görüntüsünü gösteriyorum...ikisi de heyecanda kalbi duracak durumdalar...Erkan önce anlam veremiyor ona anlatıyorum: Bak bu Mahmutcan henüz 8 mm bu da Yolk kesesi 3 aya kadar o keseden beslenecekmiş, ne şeker dimi dememe kalmıyor annemin gözyaşlarıyla göz göze geliyorum. Canım annem nasıl da heyecanlanmış torununu görecek diye...Tabii kendisi ikiz bekliyordu, tek olduğunu duyunca biraz hayal kırıklığı yaşadı ama:P Doktorumun aman Fatma hanım naptınız bu kızcağız nasıl bakardı ikisine birden öyle kolay mı ikiz bakmak:))) esprisiyle biraz kendine geldi:P
Böylece 8 mm Mahmutcan'la ilk buluşmamız çok heyecanlı ve güzel geçti...

9 MART 2011...İlk Buluşma Çabamız....

Hamile olduğumu öğrendiğimde hemen doktorumu arayıp randevu aldım....
Bir anda o kadar heyecanlanmışız ki doktoruma hamile olduğumu söylememişim...o da rutin kontrole gidiyorum sanmış...
İlk doktor randevumuz sükutu hayal oldu maalesef:(  Meğer daha bebiş çok küçükmüş...Şu anda ne nerede olduğunu (doğru yerde olup olmadığını, dış gebelik tehlikesi olup olmadığını), ne de kalp atışlarını görebilirmişiz...Mercimekten bile daha ufakmış:) Yani 4 buçuk haftalık sadece,  ne bekliyorum ki :)
Neyse, 7. haftada görüşmek üzere ayrıldık muayenehaneden....

23 Nisan 2011 Cumartesi

ben hamileyim:)

Nerede bir çocuk görsem aynı onların oyuncaklara olan tepkisi gibi bir tepki veririm:) Onun o yumuş yumuş yanaklarını sıkmak, kucağıma alıp sevmek, onunla oyunlar oynamak....Tek kelimeyle aşığım onlara...
Bundan yaklaşık 10 sene önce geçirdiğim bir çikolata kisti ameliyatı sonucunda doktorumun; 'ilerde büyük ihtimalle hamile kalman için ciddi bir tedavi görmen gerekecek' cümlesiyle yıkılmıştım....Ama hiç ümidimi kaybetmedim...BELKİ....
4 Aralık 2010 tarihinde dünyalar kadar çok sevdiğim aşkımla, sevimli yeni bir aile olduk:) Tabii bu ailenin yeni fertleri de olması gerekiyordu zamanı geldiğinde değil mi....BELKİ'den güç alarak başladık çalışmalara:) Ne de olsa önce denemek gerekiyormuş...
Tam da bu zamanlarda canımın içi ananem çok hastaydı, özellikle de onun torununu, minik bebeğini kollarına alıp, gitmeden görmesini çok istedim...Maalesef göremedi...Dünya gözüyle değil ama onun bizi her zaman gördüğünü ve bizimle olduğunu biliyoruz...yine de tek tesellimiz Rabbim'in ona acı çektirmeden yanına alması...
Ananemi bir sonraki görüşmemize kadar uğurlarken meğer minik torunu da onu uğurlamak için bizimleymiş....Büyük Ananesini yalnız bırakmamış...Tabii biz bunu büyük babanesi sayesinde öğrenecekmişiz...:)
Babanem kardeşi gibi sevdiği Seher'inin gidişine o kadar çok üzüldü ki dönüşte onu da hastaneye kaldırmak zorunda kaldık apar topar...  Hastanedeyken bir ara başım döndü bir anda koltuğa yığılıp kaldım...Biraz kendime gelince acaba mı?...sorusu beni kemireceğine hazır hastanedeyken hemen sorumun cevabını alayım dedim ve doğruuu laboratuvara koşup bir kan testi yaptırdım:) Babanemle kardeşimi hastanede bırakıp, hemşireye de test sonuçlarını onlara teslim etmelerini söyleyip işe geri döndüm...O iki saat geçmek bilmedi... Tam iki saat sonra dayanamayıp hastaneyi aradım ve test sonucumu sordum....pozitif....pozitif....pozitif....kan testlerinde yanılma payı sıfır!!! BEN HAMİLEYİM!!!.....Herkes duysun ben hamileyim!!!!!.... Benim bir bebeğim olacak!!!....inanılır gibi değil....Allah'ıma şükürler olsun, bu bir mucize....
O sırada hastanedekilere de haber hemen gitti tabii....Kardeşime, babaneme ve dedeme...
Aşkımın öğrenmesi biraz şok edici şekilde oldu:))) Onu hastaneden işe giderken yoldan aramıştım ama kendileri trafiğin karmaşasının tam ortasında kalmış garibim trafikle boğuşurken 'kan testi yaptırdım' cümlesinden bir mana çıkaramamış ki neden yaptırdın diye bile sormadı...Ben de üstelemedim...BELKİ'den dolayı...
O zaman hala Trabzon'da Annesinden ayrılamayan annemi arayıp müjdeli haberi verdim...Tabi kadıncağızın üzüntüsü hala o kadar tazeydi ki o da anlam veremedi ilk...''Nası yani...! Bir yanlışlık olmasın...Doktora gittin mi?...' Neyse doktora gidip torununun resmini görene kadar da inanamadı zaten...asıl çığlığı torununu görünce bastı...salya sümük şeklinde:)))
Minik bebeğimin sevgili babası ise çapraz haber şeklinde öğrendi...Ben aslında akşam eve gittiğimizde söylemek istiyordum...ama bir zamanlama hatası ile babanemleri ona söylememesi için uyaramadan o hastaneye gitmiş bile...Tam ben aradığımda babanemin odasının kapısından girmiş geçmiş olsun babane diyordu ki telefonu açtı...Vaktim olmadığını anlayan ben, bir anda (benden duysun ilk diye), aşkım ben hamileyim derken, orada da babanemler Erkan'a hayırlı olsun baba oluyormuşsun deyince yaklaşık 30 saniye kadar Erkan'dan sen çıkmadı...:)) ne hamilesi ne hayırlısı diyebildi sadece:))) noluyo burda:)))
Böylece 9 aylık geri sayım başladı....