12 Şubat 2014 Çarşamba

Ravi Barcelona'da :) 1. gün

Bir sonbahar günü Şentürk ailesinin evinde bebişleri uyutup keyif zamanı geldiğinde sohbete tutulmuşken telefonumun titreşimiyle irkilip göz ucu ile gelen maile baktım...Pegasus saolsun yine kampanya maili göndermiş...Normalde direk silerken şeytan dürttü açtım maili. Allahhh o da neeee!!! Barcelona biletleri Haziran'da 39 Euro!!!!
Yüksek lisansını İngiltere'de yapan ben, neredeyse bütün Avrupa'yı gezmiş ama Barcelona için bir türlü fırsat bulamamıştım. Ama görmek, gezmek ve havasını solumak istediğim yerlerin en başını çekiyordu...İşte fırsat dedim!!!
Koyu bir sohbete dalmış gruba birden Barcelona'ya gidelim mi diye bir atlayışım var ki...:)
Aradan abartmıyorum 15 dk geçti ve biz biletlerimizi almıştık:)
Şentürk ailesi; Ada, Adanın annesi İclal, babası Volkan, teyzesi Tülay, babaannesi Şenay teyze, Topcu ailesi; Ravi, Ravi'nin annesi ben:) , babası Erkan ve anneannesi Fatma olarak grup kurduk! Barcelona yolcusu kalmasın;)
16 Haziran-21 Haziran arasında geçirdiğimiz tatilin tadı damağımda hala desem....Hatta abartıp Barcelona'ya irtica etmeyi bile düşündük desem...:)

Gerçi tatilimizin başlangıcı biraz sıkıntılı oldu...Ravi gidiş tarihimizden 1 gün önce hastalandı:( Ateş, kuşma, burun akıntısı derken hemen soluğu hastanede aldık...Neme lazım eğer kötüleşirse oralarda naparız:s
İyi ki de gitmişiz, ufaklık yaz vakti kapmış mikrobu ve grip olmuş..:(
Hemen antibiyotiğe başladık...Bazı annelerden tepki almadım değil (hatta buna babamız da dahil) Hasta hasta çocuk yurt dışına tatile mi götürülürmüş...Sanki çöle götürüyorum çocuğu!!...Neyse dinlemedim tabikiiiii... Koyduk ilaçları çantamıza çıktık yola...Uçuşumuz sabah erken saatteydi. Ravi o gece pek uyumadı, bizi de uyutmadı tabii:( Ama sabah verdiğim ilaçlar sayesinde hem hava alanında hemde uçuş boyunca uyudu. Allah'tan uçak boştu, bir sıra Ravi ile benimdi de Ravi'yi koltuk boyunca rahat rahat yatırabildim.





Sağ sağlim Barcelona'ya ayak basıp, valizlerimizi kapıp metroya yol aldık.. Gitmeden önce bütün araştırmalarımı yapıp, kiraladığımız dairelerin metroya yakın olduğunu öğrendiğimden metro ile gitmenin doğru ve ucuz olacağını düşünmüştüm...Ama yanılmışım!! Siz siz olun, özellikle büyük bavulla ya da çocukla gidiyorsanız hava alanından merkeze servisler var, onlarla gidin!! Acayip rahat! Metro ile 3 kez hat değiştirdik ve asansörleri bir türlü bulamadık!!!! Tatilin bu kısmı biraz çileli oldu :( Ama olsun bomba gibi bir tatil bizi bekliyordu!!...

2 aile için merkeze ve sahile çok yakın 2 daire kiralamıştık. Fiyatları da çok iyi idi...Kişi başı gecelik 40 euro ya geliyordu (Bebişler beleş;) Dairelerden biri tek yatak odalı studio tipi (bu bizimki), diğeri ise 2 odalı ve daha büyük idi (bu da Şentürk ailesinin).
Hemen yerleşip, biraz dinlenip  koyulduk yola...Biraz keşif yaptık etrafta;) Önce karnımızı doyurduk, sonra La Ramblas 'da (kiraladığımız ev La Rambla's daydı; bu cadde bizim İstiklal caddesi gibi boylu boyunca mağazaların, cafe ve restaurantların olduğu sahile doğru uzanan en ünlü caddesi Barcelona'nın) biraz gezintiye çıktık...Ev için alışveriş yapıp eve dönüp akşam yemeğini evde yedik. Çocuklu tatile çıkıyorsanız en rahatı ve güzeli ev kiralamak ve evde yemek yapıp yemek...Bizim anneanne ve babaanne avantajımız olduğundan dışarıda yemek yemektense evde hazırlayıp yemek daha rahat oldu...Keza akşamları dışarı çıkma konusunda da anneanne ve babaannenin avantajı paha biçilemez! ;)
Akşam yemekler yendi, biraz dinlenildi, bebişler uyutuldu ve genç anne&babalar Barcelona sokaklarına attılar kendilerini:) Sahilde kısa bir yürüyüş sonrası birer kokteyl ile günün yorgunluğunu attık:)
Bu arada Ravi Barcelona'nın havasından mı yoksa ilaçların ani etkisinden mi bilinmez hemen toparladı kendini bebişim ve o halsiz Ravi gitti eski neşeli, hareketli oğlum geri geldi çok şükür;)



Ravi 1 yaşında... 11.11.2012

Can parçam….
8 Kasım 2011 saatler gece yarısını gösterirken artık zamanın geldiğini ve çıkmak istediğini, o zamana kadar hiç atmadığın kadar güçlü tekmelerle ilk hissettirdiğinde, bana ‘işte geliyor’ dedirdiğin andan itibaren tam BİR YIL geçti…..
Sesini ilk duyduğumda ki duygu karmaşasını kelimelere dökmeyi bırak en ufak bir ifade bile söz konusu değil…Bunu ancak ANNE olanlar anlar…
O ufacık ameliyathanede duyulan ilk ‘İNGA’ların hayatım boyunca duyduğum en güzel sesti bana…Ufacık burnun yanağıma değdiğinde aldığım koku en güzel koku…ufacık bedenin ilk defa kollarımın arasındayken, bana ilk bakışın en güzel an…
İlk gülüşün, ilk dişin, ilk dönüşün, ilk adımların, ilk aguların, ilk kelimelerin…ilklerin her zaman çok özel olacak annen için aynı senin ‘ÇOK ÖZEL’ olduğun gibi…
Bugün yine hayatımın en güzel günlerinden biri, sen geldiğinden bu yana hergün olduğu gibi…Seni çok seviyorum oğlum, DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN…Tüm sevdiklerimizle hep beraber nice mutlu yaşların olsun…


İlkler her zaman özeldir, güzeldir... İlk doğum günü de bunlardan biri...Evet belki hiç bir şey anlamayacaktın, eğlenmeyecektin ama seni seven insanlarla birlikte olmak, bu günü kutlamak, özel ve güzel bir şeyler yapmak istedim...Bütün organizasyon annen ve babana ait...1 ay öncesinden her şeyi özenle düşünüp hazırladık...Hazırlarken de çok keyif aldık babanla...O gün bizimle olan herkese tekrar teşekkürler...

















En son yazıdan sonra kocaman bir merhaba..!

Neredeyse tam 1 sene olmuş son yazımdan bu yana...Bir sene aralıklarla yazmaya başlamışım; düşünün artık ne kadar tembelleşmiş-im...Ya da ne kadar vakit-sizleşmiş...
Bu arada Ravi tam 27 aylık oldu..Artık konuşmaya da başladı...Çocuk büyüdükçe hayat daha zorlaşır derler ya, evet belki biraz daha zorlanıyor insan ama daha bir keyifli oluyor bence...
Kendinize ayırdığınız zaman daha azalıyor ama birlikte geçirdiğiniz keyifli zamanlar çoğalıyor...
Birlikte oyun oynamak acayip keyif veriyor bana...Zaman oluyor birlikte kitap okuyoruz, kule yapıp yıkıyoruz, birlikte banyoda şarkı bile söylüyoruz:) Hatta bazen akşam eve geldiğimde stresli bir gün geçirmişsem açıyoruz müziğin sesini birlikte dans edip bağırıyoruz:) (en çok da bundan keyif alıyorum;))

Son bir sene içerisinde yaşadıklarımızı paylaşmak, bir anı olarak Ravi'ye saklamak ve belkide o anların hiç bitmemesini istediğimden (okurken tekrar yaşarım hayalimde diye düşünerek) tekrar ve tekrar işte Ravi....

18 Şubat 2013 Pazartesi

Doğum Hikayem

Çokk uzun zamandır yazmıyormuşum...
Ama çokkk uzun zamandır da okuyorum, hem de hayatım da hiç okumadığım kadar...Bloglar, kitaplar, gazeteler, dergiler, internet...vs. Ve çoğunun da bebek ve çocuk bakımı&eğitimi ile ilgili olduğunu söyelememe gerek yok sanırsam:)
Verdiğim bu uzun soluklu arada, oğlum dünyaya geldi ve tam 15 aylık oldu...Zamanın nasıl oluyor da bu kadar çabuk geçtiğine gerçekten inanamıyor ve çok üzülüyorum:(
Gelelim bu uzun arada neler yaptığıma...
Doğum Hikayem:
Doktorumuzla son görüşmemizde 11 Kasım (Kesinlikle denk geldi tarih,hiç bir ayarlama yapmadık, zaten o tarihi ben hiç istememiştim tamamen eşimin tutturmasıyla oldu) saat 08:00'de hastanede görüşmek üzere ayrılmıştık. (Sağlık sorunlarımdan dolayı maalesef normal doğum yapamayacaktım ve yapamadım da:( )
7 Kasım 2011, bir bayram sabahı eşimle düştük yine yollara bayramlaşma faslı için...Ona buna şuna derken yorulduk ve kendimize akşama doğru Cadde'de arkadaşlarla bir kahve molası keyfi verdik. Kahve sonrası da son kalan birkaç ufak tefek eksiklerimizi de almak için Mothercare'e uğradık.
Ertesi gün de son bir ziyaretimiz kalmıştı, Halalara gidecektik, fakat onların annemlerde olduğunu öğrenince oraya gitmeye ve artık doğuma kadar evden çıkmadan dinlenmeye kadar verdik. Annemin o akşam 'çok şişmişsin dikkat et doğurma gününe kadar' deyişi hala kulaklarımda. (Kadın medyum sanki:)
Neyse son görevi de tamamlayıp evimizin yolunu tuttuk...
İçim-Caner çifti ellerinde bir DVD ile geldiler...Biralar açıldı çerezler hazırlandı ve film başladı. (Ben tabiki içmedim bira!)
Film neredeyse yeni başlamıştı ki birden karnıma bir ağrı girdi. Önce ben kabızlığım dolayısıyla zeytinyağa batırıp yediğim bol lifli ve tahıllı ekmeğin sonucu bağırsaklarımın çalıştığını zannedip tuvalete koştum, her zamnki gibi ıkın ıkın;cık ne gelen var ne giden.. (Hamilelikteki kabızlık kadar o dönemde beni rahatsız eden hiç bişi olmadı:()
Hay Allah'ım ağrı da giderek artıyor da artıyor sanırım doğum sancısı dedikleri bu, bu arada içeride film keyfine devam, onları hemen paniklettirmemek için sesimi çıkarmıyorum belki geçer sancı diye...
Bütün hamileliğim boyunca normal doğum yapamayacağım için üzülmüş ve en azında doğum sancısı çekmek için dua etmiştim, ve işte buyrun geliyor...:)
Sonunda dayanamayıp eşimi çardım ve 'Sanırım geliyor doktoru arar mısın dedim'. Surat ifadesini hala unutamam:) Doktorla görüştükten sonra ışık hızıyla- ben diğerlerine göre daha sakin onlar müthiş bir panik içinde (özellikle eşim ve Caner:)- arabaya binip hastanenin yolunu tuttuk...
Acil doktorunun kontrolleri sonucu doğumun başladığını Umur Bey'e ilettikten sonra o da çok kısa bir zamanda geldi hastaneye. Doğum için beni hazırlamaya başladılar, bu arada da sancılar bi gidio bi geliyo..Aralarda benden diyaloglar :Hayır hazır değilim fotoğrafçımız yok, saçımı yaptıramadım, yok makyajım yok....:) Herşey sanat için:P
Saç ve makyaj konusunda pek bişi yapamadık ama Saolsun fotoğrafçımız Ece Oğultürk koşa koşa yetişti. Canım arkadaşım!
Sancılar eşliğinde Ameliyathaneye girip, babalar gibi korkmadan (ama soğuktan ve sancıdan titreyerek) Epidural anestezimi olup, eşimin elinden tutup büyük bir merakla ufaklığın çıkmasını bekledim.
Ve o an....08.11.2011 Saat: 03:22
Allah'ım sen nelere kadirsin.....
İşte bu anı yazmak çok zor...Gerçekten sadece yaşanır...Sesini ilk duyduğumda hatırladığım ayını anda gülmek ve ağlamayı keşfettiğim, acayip bir duygu karmaşası yaşadığımdır!
Buruş buruş, mor kırmızı arası tüylü bir yaratık:) Benim yaratığım, bizim minik yaratığımız...
Ağlıyor, yanağıma dokunduruyorlar susuyor...Bu bir MUCİZE...
Sabırsızlıkla onu kucağıma almayı bekliyorum...
Odaya çıkıyoruz benden önce gelmiş bile:)
Emzirmem için hemşire kucağıma veriyor, ben önce öpüp kokluyorum.Böyle bir koku yok!
O kadar kitap okudum tekniğini yalayıp yuttum ama pratiğe gelince tökezledim: Nasıl Emziricem şimdi ben demeye kalmadı hemşire kafasını göğsüme yaklaştırır yaklaştırmaz bizimki CUK CUK başladı emmeye...Bu da 2. MUCİZE:)
Ve annelik hikayem başladı...
Yapımda (Eşim) , Yayında (Fotoğrafçımız Ece'm :) , Operasyonda (Umur bey ve ekibi) ve doğumda yanımda olan herkese teşekkürler...:)
En çok da Minik YARATIĞIM'a;)


5 Ağustos 2011 Cuma

yaz geldi....

Yaz geldi...İşler de yoğunlaştı...
Havalar aşırı ısındı....
İnsanın içinden hiç birşey yapmak gelmiyor:(
Bebişimle iletişimim giderek artıyor ama:))) Sesime ve dokunuşlarıma tepki veriyor:))
Bazen yemek yemeyi unutuyorum, hemen beni uyarıyor;)
Böylece sayesinde iyice kilo alıyorum:( 
62 kilo oluşum:( Çok can sıkıcı bir durum olsa da bebeğim için değer... Değil 62, 82 bile olurum o yeter ki iyi olsun;)
Bu arada blogumu iyice ihmal ettiğimin farkındayım ama toplu bir giriş yapacağız oluşumla en yakın zamanda;) Yeni fotolarımız var paylaşılacak;)
Coming soon;)

19 Temmuz 2011 Salı

babalar günümüz...19.06.2011

Tatilimizi babişsiz yapmanın üzüntüsü içimizde, kavuşmanın heyecanıyla döndük evimize MMC ile...Babiş süpriz yapıp karşıladı bizi havalananında:) Çok özlemişizz babişkoyu çokkkkk....

Hafta sonunun babalar günü olması vesilesi ile MMC ve babişko ile bir kahvaltı keyfi düzenledik hemen...Babişkoya aldığımız 'first time father'' t-shirt ü ile :))
süper bir kahvaltı ve babalar günü özel dilekler çekiminden sonra içim ve Caner çiftini şantiye evlerinde ziyarete gittik:)) Sonrasında da hafus keyfiiiiii yaptık...


20 Haziran 2011 Pazartesi

bebeğim ve annanesiyle tatil...18.06.2011

Babişkomuzun tatil programımızı halen belirleyememesi ve sıcakların yavaş yavaş beni bunaltıyor olması nedeniyle acilen annemle bir bodrum tatili programı yaptık.
Karnımda bebiş, bavulumda yavaş yavaş daralmaya başlayan cicilerim düştük bodrum yollarına...
Hamileliğim boyunca ilk uçak yolculuğum aynı zamanda...Şansa yukarısı epey bir karışıkmış:( Sallana sallana ödüm kopa kopa bodrumun hava yolları bulutlu bulutlu uçtuk:)
Bodrum in-cin tek kale top şeklinde...kısmen yabancı , kısmen yerli turistli, meclis ve futbol kokan sakin ve huzurlu bir tatil geçirdik annaneyle...
Nerde o bodrumun tıkış tıkış, bangır bangır bağıran sokakları..Mikemmellll:)))
Sabahları enfes bodrum manzarası eşliğinde leziz kahvaltılar sonrası türkbükü, torba beachlerinde deniz sefaları, akşam üstü tekrar manzaralı havuzda kahve keyfi;) Güneşle yeni yeni tanışabilen MMC teşekkür eder dedesi;)
Tek eksiğimiz babişkoydu...Özlemine dayanmak zor oldu...:(
Babişko söz verdi ama onunla da ailecenek tatil yapıcaz bebişkom;)